Elbette. AB Organik Tarım Yönetmeliği birinci zorunluluktur. Kimyasal ve sentetik spreyler ile gübrelerin kullanımını yasaklamakta ve tarlaların yerleri, tohum türleri ve çok daha fazlası hakkında hükümler sunmaktadır.

Hayır değil. Standart organik logo önemlidir ancak havadaki veya yakındaki arazilerden gelen kirleticiler de hasat edilen ürünleri kirletebilir. Buna göre, hükümler bebek mamalarında çok düşük miktarda pestisit kullanımına izin vermektedir. Diğer yandan HiPP sıfır tolerans politikası gütmektedir: bu demek oluyor ki bebek mamalarımıza en küçük pestisit artığına bile izin vermiyoruz. Yalnızca mükemmel organik ürünler kavanozlara konur ve daha sonra yasal organik logosu ile birlikte ilave olarak "HİPP Organik Mühürü"nü de alır.

İlk olarak uygun bir arazinin kurulup kurulamayacağını belirlemek için toprak örnekleri aldık. Bir arazi, yalnızca endüstriyel tesislerden ve kalabalık yollardan uzakta ise bir HiPP arazisi olabilir. Yıllar önce zaten farklı türdeki sebzelerimiz için uygun olan en iyi tarım arazilerini sözleşmeyle aldık. Geçen on yıllar içerisinde zararlı maddelerden gelebilecek kirlenmeleri mümkün olduğunca düşük tutmak için ekin hasadını nasıl yapacağımız konusunda özel bilgiler edindik. Biz aynı zamanda kültivasyon sırasında organik tarımcıları da destekledik ve onlarla yakınen çalıştık. Daha sonra, bir çiftçi hammaddeleri tesisimize teslim ettiğinde, laboratuvar tarafından hammaddelerin sıkı HiPP gerekliliklerine uygun olduğu onaylandıktan sonar kabul işlemi başlamaktadır.

Testlerimizde 800'den fazla zararlı maddeyi ele alıyoruz ve bu da kanunen gerekli görülenden ciddi oranda daha fazladır. Testlerimiz 1200 den fazla zararlı maddeyi kontrol eder ve bu da kanunen gerekli görülenden ciddi orandan daha fazladır. HiPP, şu anda bilinen tüm zararlı maddeler ile ilgili olarak gönüllü bir şekilde aşırı sıkı sınırlar uygulamaktadır. Biz kesinlikle kanunun gerektirdiğinden çok daha katıyız. Bununla birlikte, saflık konusunda paha biçilemez katkılardan biri de organik çiftçilerimizden gelmektedir: 56 yıldan uzun bir süredir bizim tavizsiz duruşumuzu bilirler.

HiPP organik gıdaları çok daha fazla anlama gelmektedir. Örneğin: Tarımın yanı sıra endüstriyel üretimde büyük bir el işçiliği . Laboratuvar tarafından onaylanan ham maddeler, örneğin her havuç ve her bezelyenin kalitesinden emin olmak için tarafımızca elle toplanmaktadır. Ürünlerimizden her biri, ürün grubuna göre en az 260 kontrolden geçmektedir. Tüm bu çabaların sonucunda HiPP Organik Mührü'nü uyguluyoruz.

Tam olarak aynısı. Eğer bir hayvan kendi türü için uygun şartlar altında tutulursa ve organik bir şekilde beslenir ve büyütülürse, bu sadece hayvanın sağlığı için iyi değildir. Aynı zamanda daha güçlü bir bağışıklık ve sağlık durumu üzerinde de etkisi olacaktır. Etin tadında da büyük etkisi olacağı reddedilemez. Bildiğiniz üzere organik çiftçilerimizi onlarca yıldır gerçekten "tanıyoruz". Her hayvanın nereden geldiğini sürekli olarak belgelendirebiliyoruz. Hayvanlar uygun şartlarda tutulsa ve sadece bitkisel yemlerle beslense dahi organik etleri işlemeden önce olası artıklara karşı yine de test ediyoruz. Bu şekilde HiPP organik etlerinin mükemmel kalitede olduğunu %100 garanti edebiliyoruz.

Bizim için HiPP organik ürünleri demek, doğayla uyum içinde çalışmak demektir. Pfaffenhofen'deki tesisimiz  CO2'i doğal olarak üretmektedir. Elektriğimiz, yalnızca yenilenebilir enerji kaynaklarından gelmektedir. Bana göre, bilinçli organik tarımın içerisinde çevreye karşı olan sorumluluğumuz da bulunmaktadır.

Herkes benim size her zaman tarımda genetik mühendisliğine karşı olduğumu söyleceğimi bilir. Ve genetik mühendisliğinin, organik tarımda kullanımının yasa ile yasaklanmasından da çok mutluyum. Kişisel olarak bence genetiği değiştirilmiş gıdalar bırakın bebek mamalarını, hiçbir gıdaya girmemelidir.